Çamlıtepe, sivrisinek konusunun temeline inmek gerektiğini ileri sürdü ve “Bu konuda yeterli bir mücadelenin yapıldığı söz konusu değil. Durum belediyeyi de aşıyor. Aslında Sağlık Bakanlığı’nın da bu konuyla ilgilenmesi lazım.” dedi ve durumu şöyle özetledi:
Sarıhumma tehlikesi kapıda
“Hava sıcak, nemli. Çeltik tarlaları yerleşim merkezlerine yakın. Bulgaristan üzerinden geldiği tespit edilen ve İpsala’da yuvalanmış, sarıhumma virüsü taşıyan sivrisinekler, 74 yaşlarındaki bir çiftin sıtma tedavisi görmesine neden oldu. Bu virüs yayılırsa büyük felaketler yaşanabilir. Hacettepe Üniversitesi’nin de bu bölgede bir çalışması var. Sarıhumma büyük epidemiye yol açar. Buna Trakya’daki koşullar da uygun. Bu virüsler, yasadışı yollarla Avrupa’ya gitmek isterken ülkemizde yakalanan göçmenler aracılığıyla da yayılabilir.
Sivrisineklerle ilgili Edirne’de kesinlikle entegre bir mücadele yapılmalı. Sadece yumurta döneminde ilaçlamayla olmaz. İlaçlamayı 4 mevsime yaymak lazım. Köklerini kurutmak için biyolojik mücadele şart.
Trakya, coğrafi açıdan düz olduğu için havadan yapılacak ilaçlamalar büyük başarı sağlar. Aksi takdirde Trakya’yı büyük sağlık sorunları bekliyor. Gerekli entegre çalışma yapılmazsa sarıhummadan ölüm vakalarıyla karşılaşılabilir.”
‘Sivrisinekler tedirgin ediyor’
Bu arada aynı fakülteden Doç. Dr. Ece Şen ise, son yıllarda ortaya çıkan hastalıkların korkutucu boyutlara ulaşmaya başladığını ifade ederek, “Sinekler küresel ısınmayla birlikte çoğaldı. Sarıhumma virüsü taşıyan sivrisinekler genelde Kuzey Afrika, Amerika gibi tropikal bölgelerde yaşar. Osmanlı Devleti kayıtlarına göre 1900’lü yıllarda Balkanlarda sivrisinekler ölümcül vakalara yol açmış, fakat Cumhuriyet döneminde büyük bir temizlik yapılmış.
Son yıllarda sivrisinekler tedirgin ediyor. Bu konuda belediyelere de önemli görev düşüyor. En ufak bir su birikintileri ve çöpler bile onların yuvalanmasına olanak sağlıyor. Sıcaklık ve çevresel koşullar sivrisinek popülasyonunda patlama yaratıyor” diye konuştu.